Tükendi
Gelince Haber VerSon 20 yıllık araştırmalar (Benveniste, Emoto, ve diğerleri) suyun, doğanın cansız bir parçası olduğu genel kanısını değiştiriyor. Bazı eko-okullarda, suyun yaşayan doğanın bir parçası olduğu bile öğretiliyor. Suyun doğal enerjisi ve canlılığının insan vücuduna faydalı etkileri bulunuyor. Ancak bu muhteşem güce suyun hâkim olabilmesi için kendini iyi hissetmesi gerekiyor.
Eğer suyun kendini nasıl hissettiğini ve ne durumda olduğunu anlamak istiyorsak direkt yüzüne bakıyor olmamız lazım. Japon bilim adamı Dr. Masaru Emoto işte suyun yüzünü bize yansıtan tekniği geliştiren kişi. Bir damla suyu -30 C’ye donduruyoruz. Sonra bir mikroskobun altında 200-500 arasında büyütüp, aynı zamanda da fotoğrafını çekiyoruz. Bu fotoğraf suyun hangi durumda olduğunu gösteriyor.
Dr. Emoto, binlerce fotoğrafı, güzel bir altıgen kristal olarak kendini ifade etmiş su damlacıkları ve şekilsiz kristal su damlacıkları olmak üzere 2 ana kategoriye ayırmıştır. Araştırmalar gösteriyor ki pozitif etkilere maruz kalan (klasik müzik, pozitif mesajlar) su damlacıkları, mükemmel bir altıgen kristal oluştururken, negatif etkilere maruz kalan (saldırgan mesajlar, sert ve şiddetli müzik) su damlacıkları bu altıgen yapılarını kaybediyorlar.
Su Dağıtım Şebekeleri ve Su Arıtmaları Suyun Gücünü Azaltıyor
Düşünün ki kendinizi bir anda doğanıza tamamen aykırı olan, sevimsiz ve tanıdık olmayan bir ortamda buluyorsunuz. Bu da yetmiyor, başkalarının size empoze ettiği bir dizi kurala göre hareket etmeniz gerekiyor. Bu tabii ki hoş bir durum değil.
Tıpkı insan hayatında olduğu gibi (nabız atışı, nefes alış…), suyun doğal hali titreşimli bir yapı ve titreşimler suya can katar. Bu gerçeği maalesef suyu doğal ortamından kopartıp dağıtım şebekelerine hapsettiğimiz zaman göz ardı ediyoruz. Uzun düz çizgilerde, yüksek basınç altında akmasına zorluyoruz. Büyük plastik tanklarda depolayıp, distile edip kimyasallar atıyoruz. Bütün bunlar suyun doğal ortamlarından çok uzak olduğu için su aşırı stresli olmasına neden olup yapısını etkiliyor. Su kristalleri de bu yüzden muhteşem güzel doğal yapılarını ve enerjilerini kaybediyorlar.
Distile edilmiş, zayıf yapı ve enerjide su, 3 dakika Alladin karafdta bırakılıp fotoğraflanınca muhteşem güzel bir altıgen yapıda kristal şekil tespit edildi. Bu da yüksek enerjili ve canlı suyun kanıtıdır. Bu örneği kendi hayatımızdan bir kesit ile karşılaştıralım: Stresli bir günden sonra evimizin tanıdık ve rahat ortamına gelince hızlıca gevşeyip dinleniriz.
Su Muhafaza Edildiği Şekil ile Etkileşim Halindedir
Yüzyıllarca evvel atalarımız suyu gemi batıklarındaki küpler gibi belli şekilli küplerde daha uzun muhafaza edebildiklerini anladılar. Eğer antik seramik ya da toprak küpleri ölçerseniz, hepsinin de altın oran, diğer adı ile Fibonacci dizilimi ile uyumlu olduğunu görürsünüz. Bugün Fibonacci dizilimi olarak adlandırılan ritmik şekillerin antik Arap ve Hindu yazılımlarından alındığı iddia edilir. Yüzyıllar önce insanlık tüm bitki, kabuklular, balık, dalgaların hareketi vb’de var olan bu ritmik dizilimi fark ettiler.Günümüzde modern bilim de bu kadim bilgileri kabullenmiş durumda
Dr. Emoto’nun derin dondurulmuş kristal metotlarının kullanıldığı deneylerin sonucunda İsviçreli bilim adamları daha iyi su elde etmemize yardımcı olan önemli bir buluşa imza attılar: Su, içinde bulunduğu şekille iletişim halindedir ve bu şekle yanıt verir. En optimum sonuçlar, suyu taşıyan küpün altın oran prensiplerine göre tasarlanmış olanıdır. Bu prensipler birçok ürün üzerinde kullanılmıştır, ancak Alladin su karafları bunların arasında en güçlü etkiyi sağlayan tasarımdır.
Süper Basit Bir Prensip ile Operasyon
İdeal ölçülerde olan ve silikon ağırlıklı (kil, cam) malzemelerden yapılmış bu karafın operasyonu o kadar basittir ki birçokları için inanılması zordur. Sezgileri güçlü olanlar, karafın faydalarına direkt inanırlar. Çoğunluk, sudaki farkı tadınca (yumuşaklık, doğal kaynak suyu tadına benzerlik) karafın şeklinin direkt bir etkisi olduğuna inanırlar. Bazıları ise kendi hissiyatlarına bile güvenmeyip inanmak için laboratuvar testlerinden elde edilmiş kanıtlar görmek isterler.
Bovis Yaşam Gücü Enerji Seviyesi Ölçüsü
Suyun kalitesini değerlendirirken, sadece içerisindeki yabancı maddelerin eksikliğine göre değil, içerisindeki yaşam gücü enerjisine göre değerlendirmek de gerekir.
Suyun canlılığı ya da yaşam gücü enerjisinin varlığına biyolojik kalitesi denir. Bu ölçü birimi Fransız Andre Bovis tarafından geliştirilmiştir. Bovis ölçü birimine göre insanların sağlıklı kalabilmesi için tüketilen gıdanın, Bovis değerinin 6.500’den yüksek olması gerekir. Taze toplanmış sebzelerin 8.000 ile 10.000 arasında Bovis değerleri vardır, ancak market raflarında bekledikten ve pişirildikten sonra bazı durumlarda enerji değerleri 200’e kadar bile düşebilir.
Dr. Robert H. Steelooper, 9.000 ve üstü değerde olan gıdaların tüketilmesinin insan vücudunda arındırıcı ve iyileştirici etkisi olduğunu söyler. 7.000’in altında gıdaların tüketilmesinin vücudumuzdaki enerji seviyesini düşürüp hastalıklara sebep olabileceğini belirtir.
Almanya’da bu konu ile alakalı enteresean bir laboratuvar testi yapılmıştır. Marketlerde satılan gelişigüzel 3 şişe suyunun biyolojik değerleri test edildikten sonra her biri ayrı birer Alladin karafta bırakılmış ve aynı test uygulanmıştır. Sonuçlar, Alladin karafta 1 dakika bile kaldıkdan sonra biolojik değerlerinin ciddi şekilde yükseldiğini kanıtlamıştır. Şişelenmiş suların Bovis değerleri 500 ile 1,500 arasındayken her üçü de Alladin karafta geçirdikleri 1 dakikadan sonra 18,500’e yükselmiştir.
Karafın Şekli Suyun Dalga Devinim Frekansını Nasıl Etkiliyor?
Etrafımızdaki her şeyin kendi frekansı vardır. Farklı frekanslar, farklı organları etkiler. Vücudumuz için en iyisini istiyorsak, geniş bir yelpazede farklı dalga devinim frekansları sunmamız gerekir. Bu sayede vücudun tüm organları için yaratılmış bir iyilik dalgası, titreşimler halinde yayılır. Vücudumuzun kendi kendini onarma ve iyileştirme gücü sayesinde, bu frekanslar doğal bir iyiliştirme sürecini destekler. Yukarıdaki şemalar gösteriyor ki Aladdin karafta kalan suların tüm yelpazedeki dalga devinim frekansları yükselmiştir.
Sudaki Negatif İyonizasyon Nasıl İyileştirilir:
Negatif iyonlar vücudun metabolizmasında önemli görevler üstlenirler ve bu metabolik sürecin düzgün çalışmasını sağlayarak vücuda enerji tedarik ederler. Negatif iyon eksikliği hastalıklara yol açabilir. Doğada su, basitçe ve sadece akarak negatif iyonlanır. En belirgin negatif depolanma, akarsular ve şelalelerde mevcuttur. İşte biz de tam bu yüzden böyle lokasyonlarda kendimizi çok iyi hissederiz. Bio-dinamik alanındaki bilim adamları, suyu canlandırmak için suyu fırıl fırıl döndüren aparatlar kullanırlar. Osaka, Japonya’da yapılan bir test sonucunda, negatif iyonizasyonun suyu farklı bir kaba koyarak da iyileştirilebileceğini kanıtlamış durumda: Musluk suyunda 3,324 negatif iyon tespit edilmiş olup aynı su Alladin karafta 3 dakika bekletildikten sonra negatif iyonlar kat kat artarak 12,863’e ulaşmıştır.
Alladin Karaf Suyun Yüzünü Nasıl Etkiliyor:
Kristallerin fotoğrafları, suyun enerji imzalarıdır. İsviçre laboratuvarlarında, 3 değişik suyu mikroskop altında mercek altına aldık: Normal musluk suyu, kaynatılmış musluk suyu ve kaynatılıp Alladin karafta bekletilmiş su. Fotoğraflardan açıkça belli oluyor ki en güzel altıgen kristaller, Alladin karafta oluşuyor. Aladdin Karaf’ın suya en canlı ve düzgün enerji imzasını attırdığı da bu şekilde ispatlanmış oluyor.
Teknik Özellikler:
Ürün Adı: Cadus Su Canlandırıcı Karaf 1.5 Lt
Stok Kodu: 8960
Barkod: 4260191988969
Menşei: Portekiz
Kapasite: 1,5 litre
Materyel: 70° C / 158° F’a kadar dayanıklı kurşunsuz cam
Ağırlık: 720 gram
Karaf Çapı: 40 cm
Karaf Yüksekliği: 26 cm
Koli Ölçüsü: 12,5(e)*28(y) *12,5 (d)
